“İmtihan (sınav) etmek” demek bir kişinin belli konulardaki bilgi seviyesini ölçmek demektir. Denemek, sınamak, ölçümlemek gerektirir. İmtihanın olabilmesi için ortada bir İMTİHAN EDEN, İMTİHAN OLAN, İMTİHAN KONULARININ olması gerekir. İMTİHAN EDENİN, İMTİHAN EDECEK YETKİNLİKTE, İMTİHAN OLANIN DA İMTİHANA RIZASININ OLMASI GEREKİR. YANİ KENDİ İSTEĞİ İLE SINAVA GİRMESİ GEREKİR. İMTİHAN SONUCUNDA İSE İMTİHANI KAZANANLARIN BİR ÖDÜLÜ OLSA DA İMTİHANI KAYBEDENLERE BİR CEZA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. AYRICA BİR KİŞİYİ İMTİHAN EDEBİLMENİZ İÇİN İMTİHAN EDECEĞİNİZ KONULAR HAKKINDA O KİŞİYE ÖNCEDEN BİLGİ VERMİŞ, EĞİTMİŞ, YETİŞTİRMİŞ OLMANIZ GEREKİR.

Eğer bir kişiyi belli konuda imtihan ediyorsanız, o kişinin, o konudaki bilgi seviyesini BİLMİYORSUNUZ DEMEKTİR! BİLMEDİĞİNİZ İÇİN İMTİHAN EDİYORSUNUZ DEMEKTİR! Eğer, bilseydiniz zaten o kişiyi imtihan etmenize gerek kalmazdı.

İnandığınız Allah’ın, insanları bu dünyada imtihan edebilmesi için bu dünyada, imtihan konuları konusunda önceden insanları eşit şekilde bilgilendirmiş, eğitmiş, yetiştirmiş olması gerekir ki imtihan edebilsin. İnsanlara “sizlere şu şu konularda şu bilgileri verdim, anlattım, öğrettim, eğittim. Şimdi sizleri şu konulardan şurada, şu zamanda, şu sürede, şu şu konulardan sorular soracağım, imtihan edeceğim” demesi ve insanın da bunu bilmesi, hatırlaması, rızasının olması gerekir.

Eğer bu Dünya bir “imtihan” Dünyası ise insanın şu an yaşadığı Dünya’nın dışında, eğitim aldığı, öğrendiği, uygulamalı yetiştirildiği, bu dünyanın aynısının bir dünya hayatı yaşamış olması ve kendisine öğretilenleri hatırlaması, eğitim aldığını kabul etmesi gerekir.

Bilimsel hesaplamalara göre bugüne kadar Dünya’da, yaklaşık 110 milyar insan yaşamıştır. Hangi insan, bu Dünya’da imtihan için önceden eğitildiğini, bilgilendirildiğini hatırlamakta, kabul etmekte ve bunu ikrar etmektedir? Böyle bir eğitimden geçmeyen insanların imtihana tabi tutulması adil midir?

İmtihanın ADİL OLMASI İÇİN İmtihanın geçmiş, şimdiki ve gelecekteki herkes için aynı şartlarda, aynı sürede ve eşit şartlarda olması gerekir. Kadın-erkek, zengin-fakir, 1-10-100 yaş, farklı zaman, farklı coğrafya, farklı kültür ve ahlak toplumlarında doğmuş kişileri aynı imtihana tabi tutamazsınız!

Hangi sınavda öğretmen; “Ben istediğimi geçireceğim, istediğimi sınıfta bırakırım, yine de imtihandan siz sorumlusunuz” diyebilir? Girdiğiniz sınavda gösterdiğiniz başarının bir önemi yoksa öğretmen keyfine göre istediğini geçiriyorsa buna kim imtihan diyebilir? Adil diyebilir?

İNANDIĞINIZ ALLAH’A “KULLARINI İMTİHAN EDİYOR” DEMEK, “ALLAH KULLARININ BİLGİ SEVİYESİNİ BİLMİYOR” DEMEKTİR. BİLMEDİĞİ İÇİN KULLARINI ÖLÇÜYOR, BİÇİYOR, DENİYOR, BAKALIM NE YAPACAK DİYE İMTİHANA TABİ TUTUYOR DEMEKTİR. BU DURUMDA İMTİHAN KAVRAMI, ALLAH’IN “HERŞEYİ BİLEN-ALİM” SIFATI İLE ÇELİŞİR!

Araf 179: “Andolsun ki, kalpleri olup düşünmeyen, gözleri olup görmeyen, kulakları olup dinlemeyen cinleri ve İNSANLARI CEHENNEM İÇİN YARATTIK. Bunlar hayvan gibidirler; hatta daha da aşağıdırlar.”

Secde 13: “Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat CEHENNEMİ TAMAMEN CİN VE İNSANLARLA DOLDURACAĞIMA DAİR BENDEN SÖZ ÇIKMIŞTIR.”

Hud 119: “Rabbinin rahmet ettikleri dışında. ONLARI BUNUN İÇİN YARATTI. Böylece Rabbinin sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir: 'ANDOLSUN, CEHENNEMİ CİNLERDEN VE İNSANLARDAN, (KAFİRLERİN) TÜMÜYLE DOLDURACAĞIM.'”

Diyen bir Tanrı zaten Cehennem için yarattıklarını neden imtihan etsin?

EĞER BİR YARATICI OLSAYDI, VARLIĞI HAKKINDA ŞÜPHE YARATMAZ, VARLIĞI ÜZERİNDEN İMTİHAN YAPMAZDI. VARLIĞINDAN ŞÜPHE DUYULANIN İMTİHANI SÖZ KONUSU OLAMAZ.

Sağlık, akıl ve sevgi ile kalın.