logo

CHP YÖNETİMİ HAKKINDA...

 

Dün gece nedense uykum kaçtı...
Neredeyse gün ışıyacaktı ve ben hala uyuyamamıştım...
Ülkemin bu lanet olası kapkara günleri yaşamasın da, bizlerin ne gibi yanlışları olmuştu ve bu makus talihi değiştirmek için bizler bir şeyler yapabilirdik de yapmamış mıydık ?
Yoksa, herkese salak gibi inanmak mıydı bizlerin en büyük handikapı…

Aklıma Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK dan emekli olduğu 11 Ocak 1999 tarihi geldi…
O zamanlar Kemal Bey için “DSP nin yıldızı” deniyordu ama ne yazık ki DSP ye değil, Akp nin ilk seçimi olan 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP den İstanbul Milletvekili olarak Meclise girmişti…

Dürüst, namuslu ve yalansız adamdı...23 Temmuz 2007 seçimlerinde de yine İstanbul’dan milletvekili seçilerek hepimizi sevindirmişti..Siyasete hala ısınamamıştı ama Horasan’dan göç eden bir Alevi ailenin bireyi olarak hırsızlıkların üzerine tüm bilgi ve yeteneğiyle gidiyordu…

Baykal denen ve “Musa’nın Çocukları”nı Atatürkçülerin başına musallat eden kişinin, Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’dan Belediye Başkan adayı göstererek önünü kesme planı iyi işlemişti...Zira Kılıçdaroğlu şayet Ankara’dan Belediye Başkan adayı olarak seçimlere girseydi, kazanma olasılığı çok yüksek olabilecekti…

İşte tam da bu dönemlerde HBS.da ki değerli dostlarla ve özellikle Adanalı Ali (Ali Kutlu) dostumla inanılmaz bir propagandaya girişmiştik, Kılıçdaroğlu’nun lehine ve de kendisinin Başbakanlığa yakışacağına dair…

Baykal ; küçük olsun benim olsun diyerek partiyi iğdiş etmiş ve kendisine muhalif olanları partiden atmış ve de iktidara aday olmuştu diyeceğimi sanıyorsanız aldanıyorsunuz…

Baykal ; siyasi yaşamı, özellikle 18 yıllık Başkanlığı döneminde bir kez iktidara aday olmamış ve bir kez elini taşın altına sokmamış ve sokmayı da hiç düşünmemiştir...Muhalefet olmanın dayanılmaz hafifliğiyle sürekli olarak laf üretmiş ama asla eyleme geçmemiştir…

İşte bu ve benzer nedenlerle benim gibi düşünen çok değerli dostlarla Kılıçdaroğlu’na omuz vermenin zorlu keyfini yaşıyorduk...ki…….

10 Mayıs 2010 tarihinde Deniz Baykal istifa etmişti...Hem de dandik şerefsiz bir kaset nedeniyle, 18 yıllık Başkanlığını, sessiz sedasız terk etmişti…!

Böylesine aşağılık bir operasyon bizi ne kadar sarsıp üzse de, iktidarı hedeflemeyen ve CHP yi küçülten bir Başkandan kurtulmuş olmanın içten içe keyfini bile sürüyorduk…

Ve Kılıçdaroğlu, Kurultay’da aday olmayacağını söyledikten bir hafta sonra adaylık için başvuru yaptığında bile aklımıza hiç bir olumsuzluk gelmemişti...22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33.olağan Genel Kurulda tek aday olarak girdiği seçimde CHP nin 7. Genel Başkanı olarak adını parti tarihine yazdırmıştı bile…
Evet, gelelim şimdi bizi eleştiren ve bizimde eleştirenlere karşı amansız savaş verdiğimiz konuya…

Demişlerdi ki ; “Kılıçdaroğlu’nu yere göğe koyamıyorsunuz ama 2002 de CHP li olan ve aynı yıl Milletvekili seçilen ve daha 8 yıllık Partiliyken , Baykal’a kurulan tuzak sonucu Genel Başkanlığı rakipsiz ele geçiren bir kişinin bu yükselişi sizce normal mi ? Bunun arkasında bazı güçler olamaz mı ?”......

Ve olamayacağını, zira böylesi bir soydan gelen ve hakkında tek bir şaibe olmayan kişi hakkında ki olumsuzlukların sadece çamur atmak olacağını ve de CHP nin özlediği Başkana kavuştuğunu falan öylesine inanarak ve yürekten savunuyorduk ki, sonunda TKP li dostlar bile “Nuri Baba, böylesi bir yükselişi senin ıskalamaman gerekirdi” diyerek eleştirilerini yoğunlaştırmışlardı…

Ve geldik 2011 yılına...Genel Seçimler…

Başta Tuncay Özkan olmak üzere bir çok demokrat ve Atatürkçü insanın CHP den Milletvekili adaylığını veto edince kafamız karıştı ama bu insanların “Cumhuriyet Güç Birliği” adı altında birleşerek Bağımsız adaylıklarını açıklamalarına da çok sert tepkiler vermeyi de ihmal etmedik…

Kılıçdaroğlu, tırnağını iyice taktıktan sonra Partiye, gerçek yüzünü ve dünyasını ortaya sermeye başladı…

İlk vukuatı, Onur Öymen ile takışması ve Öymen gibi bir değeri, kendine “Dersimli Kemal” adını vererek harcayabilecek kadar bu ülkenin değerlerinden habersiz oluşuydu…

Bu arada bazı dostların derin eleştirilerine de kafa göz yarmadan yanıt verebilmek için bu sayfayı işgal ettiğimize kimse kızmasın...Zira dostlarımız , Tuncay Özkan’dan, Fikri Sağlar’a kadar bir çok ismin Partiye yeniden gelmesini Kılıçdaroğlu’na bağlıyorlardı ama gerçek nedeni ıskalıyorlardı...Ve bizlerin klavye başında laf ürettiğimizi, ama Başkan’a duyulan saygının ve güvenin günbegün arttığını vurguluyorlardı…

Oysa tek adayla başkan seçildiği seçimde oyların tamamı olan 1189 oyu almasına karşın, son yapılan ve Emine Ülker Tarhan’ın önünü kesmek için danışıklı döğüş yapılarak karşısına Muharrem İnce gibi sevilen bir kişinin çıkarıldığı kongrede ise İnce’ye delegelerden 415 oy çıkmıştı…
Yani Kılıçdaroğlu’nu istemeyen sadece klavye başında oturup ahkam kesen bizler değildik ?

Ve son dört yılda Kılıçdaroğlu neler söyledi ve neler yaptı, hepsini herkes biliyor...Bu nedenle kendisine özel olarak gönderdiğim e-postada da , kendisinden Lider olamayacağını, CHP ye başkan hiç olamayacağını, sadece hırsızlıkları belgeleme komisyonunun üyesi olabileceğini vurgulamıştım…

Kılıçdaroğlu’nun CHP sinden ayrılan Milletvekilleri için, onur kırıcı bir söz edebilecek olan var mı ? Bunların CHP yi yıpratmak için ayrıldığını söyleyebilecek olan var mı ?
Bu milletvekillerinin yiğit Atatürkçü olmadığını iddia edebilecek var mı ?

Peki, Fatma Nur Serter’in attığı şu tweeti çürütecek olan var mı ?

“Atatürk'ü terk eden, emeği önemsemeyen, kuruluş felsefesinden uzaklaşan, solu yok sayıp çareyi sağda arayanlar CHP'de başarılı olamaz.”

Bunu ben değil, bir CHP saylavı söylüyor…

“Dersimli Kemal”in hatalarını buraya sıralamaya kalksak, daha kaç sayfa yazmamız gerekir, bilemiyorum…

Sadece soruyorum : “Dersimli Kemal” ne demektir…? Bu soruya önyargısız ve tüm dürüstlüğünüzle yanıt vermek isterseniz ; bu sözün Tayyibin Atatürk’e saldırmasından daha hafif kaldığını söyleyemezsiniz değil mi ?

Ve sonuna geldim...Benim onurumun ırzına geçen ve sözlerinin nerelere gittiğinin ayırdında bile olamayan Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ki rezil tavrı, taşırmadık tek bardak bile bırakmadı…

Sizler, Tayyip efendiyi kimlerin Cumhurbaşkanı yaptığını elbette biliyorsunuz da, ben yineleyeyim…

Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli…

Bütün dünyayı gezseniz, Tayyip efendiden daha geri olup da, daha modern görünebilen böyle bir adayı bulamazdınız…...Ekmeleddin İhsanoğlu….

Rabıta örgütünün kasası ve ülkemize şeriatı getirmek için bizim bazı imamlarımıza maaş bağlayan örgütün kasası...Uğur Mumcu’nun kitabında okuyabilirsiniz…

Ve bu adayla Tayyip efendiye deniyor ki ; “Seni Cumhurbaşkanı yapmak için böyle aday bulduk..Bu kıyağımızı da unutma sakın ha”....!

CHP içinden bir aday çıkıyor...Emine Ülker Tarhan…

Bana, akpnin biatçıları ve pkklılardan başka oy vermeyecek bir insan evladı gösterir misiniz ?
Peki neden kabul görmedi, Emine Hanımefendi…

Bunun talimatları çok yukarılardan geliyordu…..Eğer, Emine Hanımefendi aday olabilseydi, ülkemizde ki tüm sosyaldemokratlar, Kemalistler, devrimciler, sosyalistler ve de komünistler ve de Tayyiban Tarikatına karşı olan her birey destekleyecek ve ülke içinde ki Tayyip karşıtlarının gücü ve güçlerini birleştirdiklerinde neler yapabilecekleri ortaya çıkacaktı…

ABD bunu göze alabilir miydi ? Ülkemizde ki yurtseverlerin BİRLİK olarak , dinci faşizme karşı çıkmaları ve başarılı olmaları, yarın topraklarına da sahip çıkarak ABD Emperyalizmine karşı dik duruş sergileyeceklerinin habercisi olmayacak mıydı ?

Peki tüm bunları Kılıçdaroğlu bilmiyor muydu ? Elbette biliyordu ama ne yazık ki Kılıçdaroğlu’na biçilen misyon buna engeldi…!!!

Ve gelelim zurnanın zırt dediği yere….
Konu : Ekmeleddin İhsanoğlu…
Talimat veren : Kılıçdaroğlu
Talimat : Tıpış Tıpış Gideceksiniz….

CHP tabanı, CHP li olalı bu kadar aşağılanmamış, bu kadar hakarete uğramamış ve bu kadar koyun yerine konularak onurlarının ırzına geçilmemişti...

SON SÖZ :  CHP nin Tüzel Kişiliğine ve CHP nin onurlu tarihine ve de CHP nin Atatürk’ün Partisi olup, O’nun ilke ve Devrimlerinin ardıcıl savunuculuğunu yapmasına dil uzatan her kişi, her kurum, her parti haindir, şerefsizdir, ihanet içinde çamura bulanmıştır…

CHP nin başına helikopterle getirilip oturtulan Kemal Kılıçdaroğlu ile 90 yıllık koca Çınarı eş tutanlar varsa, önce kendilerine baksınlar, sonra da bana bir üstte ki paragrafta ettiğim hakaretleri etsinler….

Kabulümdür…!!!

 

427 İzlenme

Yorum Yok

Yorum Yapabilirsiniz

Kısa süreliğine yorum sistemi kapalıdır.